Aile Rehberliği
Merkezimiz Uzman Psikolog "Büşra YAMAN" desteği ile psikolojik danışmanlık ve aile rehberliği hizmeti vermektedir.
Özel eğitime gereksinim duyan çocuğun eğitiminde ve gelişiminde doğal eğitimci rolü üstlenen ana-babalar uzun yıllar göz ardı edilmiş, eğitimde uygulayıcı olmaktan çok, bilgi alıcı olarak rol oynamışlardır. Özel eğitimin tarihçesine baktığımızda bu alandaki çalışmaların ve verilen hizmetlerin uzun yıllar yalnızca özürlü bireylere yönelik olduğu, bu hizmetlerin bir sistem olarak tüm aileyi kapsamadığı görülmektedir. Oysa özürlü bir çocukla yaşamaya başlayan aile yaşam biçimini, olanaklarını, aile içi ve aile dışı ilişkilerini, duygu ve düşüncelerini bu zorlu uğraşı başarabilme çabasına yoğunlaştırmaktadır.
Ailenin sorunu, özürlü çocuğun dünyaya gelmesi veya özrünün fark edilmesiyle başlar.
Aileler, çocuklarının diğer çocuklar gibi gelişip gelişemeyeceklerini, onlar gibi öğrenip öğrenemeyeceklerini, normal bir okula gidip gidemeyeceklerini ve bağımsız bir birey olarak yaşayıp yaşamayacaklarını merak ederler.Araştırma sonuçları anne–baba tepkilerinin şok, inkar, üzüntü, kızgınlık, suçluluk, kaygı, beklenmedik krizler, dış dünyanın tutumuyla yüz yüze gelmekten kaçınma, hayal kırıklığı, kendine güven ve saygı duymada azalma gibi duyguları ve tepkileri içerdiğini ortaya koymaktadır.
Hangi özür grubunda olursa olsun özürlü bir çocuğa sahip anne babalar, red, kızgınlık, uzlaşma, kabul gibi belli dönemlerden geçerler. Bu dönemlerin süresi ve yoğunluğu kişilik yapısına göre farklılık göstermekle birlikte çocuğun bakımı, parasal yetersizlikler, uygun yardım ve eğitimin sağlanamaması gibi zorluklar ve bunların ayarlanmasında alınan aile içi ve aile dışı destekler, dönemlerin atlatılmasını etkileyen faktörler olarak sıralanabilir.
Hiçbir uzman çocuğun belli bir potansiyele ulaşmasına yardımcı olma konusunda, gerçekçi bir çevre düzenlemede ve çocuğu güdülemede anne-babaların yerini alamamaktadır.Anne baba ve çocuk arasındaki ilişkinin sıklığı, yoğunluğu ve süresi başkalarıyla kurulan ilişkiden daha fazla ve etkilidir.Bu bakımdan anne babaların çocuklarına uygun model olmaları önem kazanmaktadır.Bunun için ailelere çocuklarının gelişim özellikleri ve gereksinimleri konularında aydınlatıcı bilgiler vermek gerekmektedir.Bu nedenle aileye yönelik rehberlik hizmetleri bir gereksinim haline gelmiştir.
Bu hizmetlerde en etkili yöntem benzer özürlü çocukların ailelerini bir araya getirerek grup çalışmaları yapmaktır. Bu çalışmaları iki başlık altında toplayabiliriz:
1.Aile Rehberliği : Aile rehberliği, çocukların gelişimine katkıda bulunabilmeleri amacıyla ailelere yapılan sistemli ve düzenli çalışmalardır. Bu çalışmalar iki yönlüdür: Birincisi ailelere psikolojik yardım yapıp onları rahatlatmak ve özürlü çocukların kabulüne yardımcı olmaktır.İkincisi ise, okul ve yuvada çocuklarına verilen eğitim programları konusunda bilgilendirerek, çocukların eğitimine katkıda bulunmalarını sağlamaktır.Onların eğitimine katkıda bulundukları ölçüde hem gereksinimler karşılanmakta hem de kendilerini psikolojik olarak daha rahatlamaları sağlanmaktadır. ( Akkök, 1984) Çocuğun okulda kazandığı becerilerin ev ortamında aile ile işbirliği yapılarak pekiştirilmesi , eğitimin sürekliliği ve pekiştirilmesi içinde gereklidir. Özellikle bugün ülkemizde, özel eğitime gereksinimi olan çocuklara eğitim veren kurumların sayıca az olması, ayıca bu kurumlarda çalışan personelin sayıca yetersiz oluşu da ailelerin eğitilerek, çocuklarının gelişimine katkıda bulunmalarını bir gereksinim haline getirmiştir.
2-Aile Danışmanlığı: Aile danışmanlığı, psikolojik danışma ve anne-baba eğitimi olarak iki alanda sürdürülmektedir.
Psikolojik danışma, bu alanda bilgili ve deneyimli bir uzmanla, özürlü çocuğun anne-babası arasında yer alan, anne-babanın sorunlarını çözmek için gerekli tutum ve becerileri geliştirmeleri üzerinde odaklaşan bir öğrenme sürecidir.( Akt. Özgür, İskender 2000) Danışma sürecinde anne-babaların ifade etmekten kaçındıkları öfke, suçluluk, düşmanlık gibi duygularını özgürce ifade edebilmeleri için fırsatlar verilir, onlara kendileri ve çocukları için gerçekçi planlar yapabilmeleri konusunda yardım edilir.
Kendi becerilerine inanmaya başlama ve sosyal çevre ile daha fazla iletişime girmelerine yardımcı olma psikolojik danışmanın hedefleri arasındadır. Ayrıca, diğer özürlü çocukları olan ailelerle birlikte ‘ grup’ çalışmaları yapılarak anne-babaların yalnız olmadıklarını anlamaları, kendi sorunlarına benzer sorunları olan daha pek çok anne baba olduğunu öğrenerek onlarla duygu ve düşüncelerini paylaşmaları sağlanır.
Anne-baba eğitimi programlarında ise anne-babanın çocuklarıyla iletişimlerinde etkili olmalarını sağlayan teknikleri ve becerileri öğrenmeleri sağlanır. Ayrıca çocuğun özürü, özellikleri, nedenleri ve çeşitli gelişim alanları hakkında bilgi verilir.
Psikolojik danışma ve anne-baba eğitimi olarak iki alanda sürdürülen aile danışmanlığı çalışmalarına her iki alanı da kapsayan ‘Bilgi Verici Danışmanlık‘ adı ile yeni bir yardım şekli daha eklenmiştir.( Akt.Özgür, İ.2000)
Bilgi verici danışmanlıkta belli bir özür hakkında, ne olduğu, nedenleri, özellikleri, gelişim alanları, çocuğun gereksinimleri hakkında aileye bilgi verilir.Bu süreç içerisinde ailelerin çeşitli duygu ve tepkilerini yaşamaları sağlanır.Bilgi verici danışmanlığın bir ‘grup ortamı’ içinde yapılması, ailelerin birbirleriyle ve danışmanla karşılıklı bilgi, duygu, düşünce ve deneyim alışverişi yapmalarını ve sorular sormalarını sağlamaktadır.Anne-babalar arasında böyle bir etkileşimin olması yalnız olmadıklarını fark etmelerine ve farklı çözüm yollarını öğrenmelerine de olumlu etki yapmaktadır.
Her üç yaklaşım birbirini tamamlayan bir zincirin halkaları gibidir. Ailenin varolan durumuna, problemlerine ve gereksinimlerine bağlı olarak bu yardım yöntemlerinden birisine veya hepsine başvurulabilir.
Ailenin, aile rehberliği ve danışmanlık hizmetleri ile özel eğitime muhtaç çocuğu her yönü ile tanımlayıp, kendi katkılarının nasıl ve ne şekilde olabileceğinin farkına vararak çaba sarf etmeleri, çocuk ve çevresi için yaşamı çok daha kolay ve verimli hale getirecektir.