Dil ve Konuşma Bozuklukları


Dil ve konuşma günlük hayatta sıklıkla birbirleriyle karıştırılan iki farklı kavramdır. Dil, insanların birbirleriyle duygu ve düşüncelerini paylaşmak amacıyla kullandığı ortak kurallar sistemidir. Konuşma ise insanların dili iletmek için yaptıkları bir eylemdir. İnsanlar alt ve üst solunum sistemlerini devreye sokarak düşüncelerini ifade etmek için doğal sesler oluştururlar.

Dil ve Konuşma farklı şeyler olduğundan, dil bozuklukları ve konuşma bozukları da farklı şeylerdir.
Dil ile ilgili olarak beyinde başlıca iki bölge vardır. Bunlar posterior temporo-parietel bölgede Wernicke alanı ve anterior bölgede Broca alanıdır (Benson, 1979, akt. Korkmaz). Broca alanı dilin artikülatuar, sentaktik ve gramatik özelliklerin Wernicke alanı ise leksikal ve semantik özellikleri açısından göreceli bir özelleşme sergiler. Bu şebekenin ilave bileşenleri striatum, talamus ve frontal, temporal ve pariyetal lobların asosiasyonalanlarında yerleşmiştir. Bu şebekenin hasarlanması afazi, aleksi ve agrafi ile sonuçlanır (Mesulam, 2004).

Afazi: Afazi, beynin sol yarıküresindeki dil merkezlerinde beyin travması veya dejeneratif hastalıklar sonucunda meydana gelen edinilmiş bir dil bozukluğudur. Afazi bir hastalık değil bir sendromdur. Buna bağlı olarak hastanın konuşma, konuşulanı anlama, adlandırma, tekrarlama, okuma ve yazma gibi becerileri de hasarlanmaktadır.
Mesulam (2004), afazinin sadece Türkçe, Almanca, İngilizce vb. işitsel temelli dilleri değil, Amerikan İşaret Dili gibi vizyomotor işaretlere dayanan dilleri de etkilediğini söylemektedir. Bu durum, işitsel temelli olmayan dillerin, işitsel temelli diller gibi sol hemisfer ile ilişkili olduğunu gösterir.
Afazi sendromları farklı şekillerde sınıflandırılmaktadır. Tutuk ve akıcı afaziler ayrımı bu yaklaşımlardan bir tanesidir. Broca afazisi, transkortikal motor afazi, global afazi tutuk afazilere; Wernicke afazisi, kondüksiyon afazi, transkortikal duyusal afazi ise akıcı afazilere örnektir.

Broca Afazi: Motor afazi veya Broca afazisinde konuşmanın duysal mekanizmaları normal çalışır. Hasta duyduklarını ve gördüklerini anlamaktadır ancak düşündüklerini söz veya yazı ile çevresine duyurma yeteneği kaybolmuştur (Korkmaz). Hastanın konuşması zahmetli, yavaş, kelimeler arası duraklamalar sıktır.
Klasik Broca afazili hastalar, cümlelerdeki kelimeleri dilbilgisi kurallarına uygun olarak düzenleyememe ve gramatik morfemlerin uygunsuz kullanımı veya kullanılmaması ile karakterize agramatizm gösterirler (Mesulam).
Transkortikal Motor Afazi: Broca alanının önünde veya yukarısındaki sol frontal kortekslerin hasarı ile meydana gelir (Damasio 1987, akt Mesulam 2004). Transkortikal afazilerin motor tipi, tekrarlamanın korunduğu bir motor afazidir (Korkmaz). Transkortikal motor afazinin konuşmayı başlatmada sorunu vardır. Gramerleri bozuk, sözcük öbekleri az ve kısadır. Başlangıçta hiç konuşma olmayabilir. Çok iyi bilinen bazı kalıplar bile hasarlanmış olabilir (Maviş&Topbaş, 2013).

Global Afazi: Global afaziklerde, Broca ve Wernicke afazisi özelliklerini birleştirir tarzda konuşmayı formüle etme ve dili anlama yetenekleri hemen hemen tümüyle kaybolmuştur (Mesulam, 2004)

Wernicke Afazisi: Wernicke afazili bireylerin oldukça akıcı konuşmalarına rağmen bozulmuş tekrarlama yetileri fark edilir (Maviş&Topbaş, 2013). Wernicke afazili hastalar, cümle tekrarının bozuk olması, fonemlerin yanlış birleştirilmesi ve isimlendirme bozukluğu açısından klasik Broca afaziklerine benzerdir: diğer yönlerden tamamen farklıdırlar. İlk olarak Wernicke afaziklerin konuşması “akıcıdır”-eforsuz, melodik, normal ya da normalden daha hızlı üretilir. İkincisi, fonem seçiminde ve kelime seçiminde sık hatalar nedeniyle, konuşmanın içeriği anlaşılmayabilir. Üçüncüsü, Wernicke afazikleri duydukları cümleleri anlamakta zorluk çekerler. Dördüncüsü, Wernicke afazili hastaların nadiren motor zaafı bulunur (Mesulam, 2004).

Kondüksiyon Afazi: İletim tipi afazi de denmektedir. Bu tip afazilerde tekrarlama ve isimlendirme bozulmuştur. Dil üretimi akıcıdır ama sık sık parafaziler görülmektedir.

Transkortikal Duyusal Afazi: Wernicke alanı etrafındaki temporal veya pariyetal kortekslerdeki lezyonlarla ortaya çıkar (Damasio 1987, akt Mesulam 2004). Transkortikal duyusal afazide bireyler akıcı konuşabilir ama tamamıyla anlayamazlar, adlandırma yapamazlar, konuşmaları anlamlı değildir (Maviş&Topbaş, 2013).

Apraksi: Apraksi, afazi gibi edinilmiş bir dil bozukluğu değil, bir motor konuşma bozukluğudur. Konuşma apraksisi ya da dispraksi olarak bilinen sözel (verbal) apraksi hastanın söylemek istediklerini doğru söylemede zorluk çektiği bir konuşma bozukluğudur. Bu durum konuşma kaslarının (yüz, dil, dudak kasları vb.) zayıflığına bağlı olarak gelişmeyebilir (Topbaş&Maviş, 2013)

Dizartri: Dizartri afazi gibi edinilmiş bir dil bozukluğu değil, bir motor konuşma bozukluğudur. Özellikle erişkinlerde ve anadiline özgü sesleri geliştirdikten sonra çocuklarda değişik nedenlerle konuşma hareketlerini ayarlayan merkezi ve/veya periferik sinir sistemi mekanizmalarının bozulması ve kas kontrolünün dengesizliği sonucu oluşan artikülasyon bozukluğuna dizartri denir (van Mourik, 1997; akt. Korkmaz, 2005). Dizartrinin farklı klinik tipleri vardır.

Agrafi: Yazı yazma problemlerini tanımlamak için kullanılan genel bir terimdir. Çocuklarda ki gelişimsel yazı yazma problemleri genellikle öğrenme bozuklukları ile ilişkilidir. Yetişkinlerde ki yazı yazma problemleri ise genellikle afazi, demans ve diğer nörolojik bozukluklar ile ilişkilidir (Hegde, 1996).

Aleksi: Okuma problemlerini tanımlamak için kullanılan genel bir terimdir. Çocuklarda okuma problemleri genellikle öğrenme bozuklukları ile ilişkilidir (Hegde, 1996). Yetişkinlerde ise genellikle nörolojik bozukluklar ile görülür. Aleksi agrafi ile birlikte ya da sadece saf aleksi şeklinde de görülmektedir.

Konuşma Seslerinin Üretiminde Görülen Bozukluklar:
· Artikülasyon bozukluğu,
· Fonolojik bozukluk
Artikülasyon Bozukluğu: Artikülasyon bozukluğu veya sesletim bozukluğu, kişinin konuşma seslerini yanlış veya eksik üretmesi anlamına gelmektedir. Konuşma düzeneği; gırtlak, yutak, yumuşak damak, dil, dişler, dudaklar ile birlikte ağız ve geniz boşluklarından oluşmaktadır. Ses, akciğerlerden dışarıya doğru itilen havanın ses tellerini titreştirmesi ile oluşur. Hava akımı ses aygıtı içinde hareket edip ağız veya burun boşluklarından dışarı çıkarken, ağız boşluğunda bazı engellerle karşılaşır. Bu engellerin niteliği, yeri ve derecesine göre sesler ünlü ve ünsüz olmak üzere iki ana grup oluşturur. Ancak bu işlem sırasında artikülatörler yanlış pozisyonlara girerek artikülasyon bozukluğu oluşmasına neden olabilir. Örneğin kişi “arı” yerine “ayı”, “kitap” yerine “titap” diyebilir.
Fonolojik Bozukluk: Fonoloji, dili oluşturan konuşma sesleriyle ilgilenen bir uzmanlık alanıdır. Fonolojik bozukluğu olan kişilerde, kişinin çeşitli sesleri yanlış kullanması, seslerinin yerlerini değiştirmesi ya da sesleri düşürmesi görülmektedir. Fonolojik bozuklukta, hatalarda tutarsızlık görülmektedir. Örneğin kişi “kitap” yerine bir sefer “kipat”, bir sefer “tipak” bir sefer “pipat” ya da “kapit” diyebilir.

Artikülasyon Bozukluğu ve Fonolojik Bozukluk Arasında ki Farklar
a. Artikülasyon bozukluğu bir konuşma bozukluğu iken, fonolojik bozukluk bir dil bozukluğudur.
b. Artikülasyon bozukluğunda hatalar tutarlılık gösterirken, fonolojik bozuklukta hatalar tutarsızdır.
c. Artikülasyon bozukluğunda hedef ses, kişinin ses dağarcığında bulunmazken, fonolojik bozuklukta hedef ses kişinin ses dağarcığında bulunabilir.

Konuşmanın Akıcılığında Görülen Problemler
Kekemelik ve Takipemi konuşmanın akıcılığında görülen konuşma bozukluklarıdır. Konuşmada akıcılık problemlerine geçmeden önce, konuşmada akıcılığın ne olduğu hakkında bilgi sahibi olmamız gerekir.
Konuşmada akıcılık dil ve konuşma performansındaki kolaylığı ifade etmektedir ve oran, çaba ve devamlılık unsurlarından oluşan çok boyutlu bir davranıştır (Strakweather 1987, akt. Bennett, 2006, akt Topbaş ve ark.). Akıcı bir konuşma için belirli bir zamanda, belirli bir miktar sesi, herhangi olağandışı çaba olmadan üretmek ve üretim esnasında uygun olmayan duraksamaların olmaması gerekmektedir (Strakweather 1987, akt. Bennett,2006, akt. Topbaş ve ark.).
Kekemelik: Kekemelik ile ilgili pek çok tanım yapılmıştır. Guitar 2006 yılında; kekemeliği, konuşmanın akışını ve pürüzsüzlüğünü bozan bir iletişim bozukluğu olarak ifade etmiştir.
Takipemi: Konuşmanın anormal bir hızda ve düzensiz olması olarak tanımlanmaktadır. Hızlı-bozuk konuşma (cluttering) için günümüzde araştırmacılar araştırmalar yapmaya devam etmektedirler.
Özgün Dil Bozukluğu: Mental rötardasyon, otizm, serebral felç, kromozom anomalileri, işitme engeli gibi çeşitli hastalıklar ve bozukluklar çocuklarda dil gelişimini geciktirebilmektedir. Ama bunların yokluğunda da gösterilebilir bir nedene bağlı olmaksızın bazı çocukların dil gelişiminde gecikme ve problemler gözlenebilir.
“Özgün dil bozukluğu” tanımındaki çocuklar genel zeka, oral yapı ve işlevleri ve işitme engelinin kaynak gösterilmediği bir dil bozukluğu yaşarlar (Leonard, 1987, akt Maviş 2004). Bilişsel gelişim ve diğer periferal motor ve duyusal işlevlerin çok etkilenmediği bu vakalarda, sadece dil gelişiminin etkilendiği bir bozukluk söz konusudur (Maviş, 2004).

Bize Ulaşın

Telefon:0312 375 91 91
Email: info@ozelaltinay.com
Website: www.ozelaltinay.com

Karapürçek Mahallesi
397. Cadde
No: 47
Altındağ / ANKARA